Vücudumuzda salgılanması ortamdaki ışık düzeyi ile ayarlanan ilginç bir hormon vardır. Beynin salgıladığı bu hormonun adı “melatonin”.
Gece geç saatlere kadar uyumayıp bilgisayar başında melatonin azaltanlar, gece kitap okurken ışığı yanık unutanlar, TV açık iken uyuyan ya da uyuyup kalanlar;
Melatonin hormonu beyinde ve sadece 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanıyor. Diğer hücrelerimizin içine girebilen melatonin enteresan bir şekilde, adeta bir çöpçü gibi, tüm çalışma saatleri boyunca yorulan ve atık (zararlı) madde biriktiren hücrelerimizde, bir temizlik işlemi yapar. Bu sessiz ve bizim bile fark edemediğimiz temizlik çok hayati olup, ertesi sabah hücrelerimizin, yenilenmiş gibi, yeni bir iş gününe hazır olabilmesi için yapılan önemli faaliyetlerden birisidir. Bu sayede, pek çok hastalığa neden olduğu şeklinde gösterilen (şeker hastalığı, yüksek tansiyon, böbrek-karaciğer hastalıkları, kanser vs.) oksijen ve nitrojen radikalleri gibi zararlı maddeler ortamdan kaldırılarak, hücrelerin içinde birikmesi engellenmiş olur. Bu nedenle de, bu önemli temizlik hareketinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için bizim melatonin'e yardımcı olmamız gerekiyor. İnsanlar gecelerini aydınlatarak fayda sağladığı kadar, zarar da görmektedir… Çünkü söylediğimiz gibi Melatonin hormonu beyinde ve sadece 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanıyor…
Bu hormonların ruh dünyamızla ilişkileri olduğu da kesin. Melatonin hormonunun kan düzeyi, akşamdan itibaren yükselmeye başlıyor, gece yarısı en üst düzeye çıkıyor. Sabaha karşı azalmaya başlıyor ve aydınlıkta (gündüz) en düşük seviyelerine iniyor. Hava yolculuğunda Jetlag diye bildiğimiz olayın nedeni de bu hormondur.
Hormonun temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup doğal ritmini ayarlamaktır…
Kronobiyoloji ya da biyolojik ritim, bilimi bu konu ile yakından ilgilenmektedir. Bir çok hastalığın insanın biyolojik ritminin bozulması ile ilişkisi bilinmektedir.
Ayrıca melatonin, vücudumuzdaki aktioksidanların etkilerini, güçlendirerek,
bağışıklık sistemimize destek veriyor. Bu sayede kanserli hücrelere karşı başarılı bir koruma sağlıyor. Üreme sistemiyle bağlantısından tutun da yorgunluk, isteksizlik gibi durumların nedenlerini de oluşturabiliyor.
Bu hormonun yaşlanmayı geciktirici bir etkisinin olduğu da anlaşılmıştır.
İşin can alıcı noktalarından birisi de hormonun çocuklar üzerindeki etkisidir.
Avrupa da lösemili ve kanserli çocuk sayılarının
artması nedeniyle yapılan araştırmalar sonucunda,
ailelerden istenen çocuklarını kesinlikle karanlık
ortamlarda uyutmalarıdır.
Çünkü melatoninin güçlü salgılanmasının kansere karşı
koruyucu etkisi olduğu biliniyor.
ışığa karşı duyarlı olan bu hormonla ilgili
Deneylerde uyuyan kişinin hormon salgısı
izlenirken ışığın açıldığında hormonun azaldığı,
karanlıkta ise yoğun olarak salgılandığı tespit edilmiş. Diyebilirim ki; gecenin doğasındaki karanlığın önemini bilelim ve ışığı gerektiği kadar kullanalım KÖRLERDE KANSER OLMA ORANININ SIFIRA YAKIN OLDUĞUNU BİLİYORMUYDUNUZ…
Melatoninden maksimum yararlanabilmek için kolayca uygulayabileceğiniz öneriler;
'LÜTFEN KARANLIKTA YATIN VE
ÇOCUKLARINIZ UYURKEN IŞIĞI KAPATIN…'
Özellikle çocuklarınızın odasında gece lambası kullanıyorsanız, lütfen solgun kırmızı ışık seçiniz. Bu ışık melatonin salgısını en az etkileyen dalga boyuna sahiptir. Aynı gerçek hepimizin yatak odaları için de geçerlidir…
Teşekkür ederim.Elektiriğin icadı ve yaygınlaşmasından binlerce yıl önce insan vardı ve elektirik ile gelen ışık bu metabolizmaya oldukça yeni..Sanırım binlerce yıl sonra buna da uyum sağlayağız.